Çevrenizdeki insanların Iphone çılgınlığını hepimiz görmüşüzdür. Uzun zaman almamak için direndim ama en sonunda merağıma yenilerek bir Iphone4 satın aldım. İlk izlenimim şunlar oldu; zarif, sağlam görünümlü biraz da entrasan.. Arka kapağı açılmıyor. SIM kartı farklı ve takabilmek için ataç benzeri bir alete ihtiyacınız var. Birlikte verilen şarj aletini aynı zamanda bilgisayarınızın USB’si üzerinden de kullanabiliyorsunuz. Üzerinde sadece ama sadece tek bir tane tuş var. Daha önceki telefonumun (Nokia E72) üzerinde tam 48 tane tuş vardı !?. Fonksiyonalite anlamında çok zengin ama kullanımı basit hem de çok basit! Sanki telefon sizin aklınızdan geçeni okuyor ve bir işlem yaparken sonraki ihtiyaç duyacağınız hamleyi/kısayolu önünüze getiriyor. (Geçmişte HTC HD2 de çektiğim bir fotoğramı e-mail ortamında gönderme sürecini çözmem tam yarım günümü almıştı) Hakikaten böyle bir makineyi tasarlayan zihniyeti takdir etmemek, arkasındaki aklı merak etmemek elde değildi. Youtube’da rastladığım videoyu sizlerle paylaşmak istedim ki, bir insanın nasıl olur da dünyayı kendisine hayran bırakacak bir ürünü tasarlarken aklından neler geçtiğini, gücünü nereden aldığını sizler de görebilesiniz.
Dikkatimi çeken en önemli özellik özgüven, ne istediğini bilen, farklı zamanlarda öğrenilmiş bilgilerialakasız yerlerde birleştirebilen, yaptığı işi çok seven ve belki de her şeyden önemlisi kadere inanan..Hayatında yaşadığı olumsuzlukları, dibe vuruşları fırsata çeviren.. Aşağıda kendisinin Stanford Üniversitesi mezuniyet töreninde yaptığı Türkçe altyazılı 2 bölümden oluşan konuşmayı izleyebilirsiniz.
Bölüm1 (Bölüm 2’yi görebilmek için aşağıdaki “Okumaya devam et….” linkini tıklamanız gerekiyor)
Bölüm2